13 Ekim 2007 Cumartesi

ADIYAMANIN KÜLTÜREL ÖZELLİKLERİ

Giyim – Kuşam:Adıyaman’da giyim kuşam şehir merkezinde ve ilçe merkezlerinde geleneksel biçimini yitirmekle beraber, kırsal kesimde geleneği koruyan kıyafetlere rastlamak mümkündür. Kadın ve erkek giyiminde Adıyaman yöresi özelliklerini en iyi yansıtan, asırlar boyu süre gelmiş,günümüzde ise yok olmaya yüz tutmuş yöresel kıyafetlerimiz bugün sadece kırsal yöredeki halkımızca tüm özelliklerini muhafaza eder şekilde kullanılmaktadır. Şehir merkezinde ise kadın ve erkek kıyafetlerinin geleneksellikten uzaklaşarak modernleştiği görülmektedir. Adıyaman ilinde gerek erkek gerekse kadın kıyafetlerinde, özellikle son yıllarda, genelde şehir merkezinde geleneksel giyimin tamamıyla terk edildiği,ancak kırsal kesimde kültürümüzün özünü yansıtacak önem ve değere sahip kıyafetleri, büyük bir zevkle giyildiği görülmektedir. Kadın Kıyafeti Kadın kıyafetinde baş süslemesi oldukça ayrıntılıdır. Terlik adı verilen özel bir başlığın etrafına puşu diye bilinen bir bez sarılır. Daha sonra bunun üzerine gümüş işlemeli ve kenarlarından gümüş paralar sarkan bir taç geçirilir. Bu gümüş paraların yerine kadının ailesinin mali durumuna bağlı olarak altın liralar da takılabilir. Sonra bu baş süslemesinin üzerine dört metre eninde bir keten örtülür ve bu ketenin iki ucu çene altından geçirildikten sonra başın arkasında bağlanır. Genç kızlar baş süslemesini aynı biçimde bağlarlar ama keten örtmezler. Eskiden kadın takıları arasında ailenin maddi durumuna bağlı olarak tercih edilen altın ya da gümüş kemerleri, “Çelen” adı verilen ve başın iki yanından sarılıp arkada bağlanan altın başlığı ve 15 ila 20 adet misket şeklinde altın toplardan oluşan “hab” adıyla bilinen gerdanlıkları ve başka yörelerde “gıramuse veya gıramusa” da genilen “kıramus” adlı iri altın liralardan oluşturulan bir başka boyun takısını görmek mümkündür. Günümüzde ise fanteziye yönelik altın çeşitleri kullanılmaktadır.Erkek KıyafetiKadın kıyafetindeki değişiklik sürecini kıyafetlerinde de görmek mümkündür. Son yılardaki hızlı değişim giysi kültürümüzde kalıcı etkiler bırakmıştır.Kırsal kesimlerde yöresel kıyafetlerin örneklerine rastlamak mümkündür. Dağ köylerinde kıl kumaştan yapılmış şalvar, Aba denilen ceket ve yakasız gömlekten ibarettir. Aba yakalı ve yakasız şekilleri olan bir çeşit gömlektir. Ayakta çorap ve yemeni bulunmaktadır.Şalvar ve yakalı veya yakasız gömlekle bütünleşen kıyafetin üzerine “fillik kuşak” denilen ipek,püsküllü, beyaz renkte bir kuşak sarılmaktadır. Kıyafet, “fillik kuşak” adıyla bilinen beyaz, ipek püsküllü bir kuşak sarılarak tamamlanır. Ayağa ise el örgüsü çorap ve üzerine yemeni giyilir.Erkek kıyafetlerinde kıl kumaştan yapılan şalvarlar ve abalar günümüzde varlığını yitirmeye başlamıştır.
Halk Oyunları
Adıyaman Halk Oyunları kadın ve erkeğin yan yana yer aldığı bir karografiye sahiptir. Bu da Adıyaman Halk kültüründe kadının rolünü göstermesi açısından oldukça mühimdir.
Sal Oyunu: Fırat nehrinde salla geçen düğün alayını konu alır.
Düz oyun : Fırat kenarında yanında çeşitliliği adamın kızına aşık olan, fakat kızı alamayan ve sevdasından hastalanan bir gencin serüvenlerini konu alır.
Oyuna Davet: Düğünlerde gençlerin birbirlerini oyuna davet etmelerini konu alır.
Hasat Oyunu : Ailece ekin biçen ve hasattan sonra yakınlarını ziyaret ve şölen düzenleyen çiftçi ailesini konu alır.
Kımıl oyunu: Kımıl (Süne) haşerenin ekinlere zarar vermesi sonucu meydana gelen kıtlığı ve halkın kımılla mücadelesini canlandırır.
Göçer oyunu: Hayvancılıkla uğraşan bazı köylülerin yaz aylarında yaylalara göç etmelerini ve burada başlarında geçenleri canlandırır.
Helli can : Helli adı bir bey kızı ile rüyasında gördüğü ve daha sonra var olduğunu öğrendiği Can adlı gencin evlenerek mutlu olmalarını konu alır.
Ağırlama: Düğünlerde yaşlı, ağırbaşlı ve hatırı sayılır kimselerin ağır ve gösterişli bir tempo ile oynadıkları oyun.
Hallaç Oyunu: Pamuk atmaya gittiği evin kızına aşık olan bir hallacın serüvenini anlatır. Türkan: Sevdiği gencin dışında birine verilen Türkan adlı bir kızın yolda müsaade alarak iki rekat namaz kılıp ölmesi olayını canlandırır.
Dingi : Güzel ve güçlü bir kızın ding ding şeklinde ses çıkararak bulgur dövmesi sırasında aşık olan gencin hikayesi canlandırılır.
Barış: Birbirilerine düşman aile yada aşiretlerin barışmalarını canlandırır.
Kaynama Oyunu: Düğünde kaynananın gelinin önünde eline Çömçe (Kepçe) ve ayna alarak oynamasını canlandırır
EFSANELER
Adıyaman mahalli kültürü halk edebiyatı anlatıları açısından oldukça zengindir. Özellikle Adıyaman adının nereden geldiğine ilişkin efsaneler anlatılmaktadır. Buna ilişkin anlatılan en önemli efsane, YEDİYAMAN Efsanesidir.
Yediyaman Efsanesi: Çok eskilerde bu kentte oturan ve putlara tapan bir babayla yedi oğlu vardır. Bu yedi kardeş, putlara tapan babalarının dini inancını benimsemediklerinden, babalarının ava çıktığı bir gün putları kırarlar.Baba, av dönüşü putların oğulları tarafından kırıldığını görünce onları birer birer öldürür,Halk, yiğitlikleri ve mertlikleri nedeniyle, kahraman gözüyle baktığı bu kardeşlere, YEDİYAMAN adını takmıştır.Sonradan bütün bölgeye yayılan. YEDİYAMAN adı, zamanla değişerek Adıyaman şeklini alır.Bugün şehrin güneyinde YEDIKARDEŞ diye bilinen ve yedi mezarın bulunduğu yer, halk arasında halen kutsal sayılmakta ve adaklar adanıp, mum yakılmaktadır.
Hısn-İ-Mansur Kale Efsanesi: Efsaneye göre, Adıyaman kalesinin orta yerinde mil üzerinde dönen bir köşk varmış. Su köşkte savaşı seyreden Arap kumandanının kızı, kaleyi kuşatan Türk kumandanını görür ve ona aşık olur. Kız Türk kumandanına haber göndererek kendisini almayı kabul ettiği takdirde kale anahtarını vereceğini söyler.Bir gece gizlice Türklerin tarafına kaçan kızı, Türk kumandanı kabul eder ve kendisiyle görüşür. Bu sırada kız, elbiselerinin içinde bir şeyin kendisini rahatsız ettiğini söyler.Elbiseleri çıkarıldığında kuru bir yaprağın vücudunu tahriş ettiği görülür. Bu duruma çok sinirlenen Türk Kumandanı "Baban seni kuru bir yapraktan dahi sakınır yetiştirdiği halde kendisine ihanet ettin. Kim bilir bize ne türlü ihanetler yaparsın", diyerek kızı öldürtür. Kale ve şehri yaptığı hücumlarla ele geçirir.
Samsat Kalesi Efsanesi: Kommagene ülkesinin baş kenti Samsat'ta oturan bir kral var. Kralın güzel kızına her ülkeden talipler gelir, hepsi de geniş topraklar, sonsuz paralar sunar kızın babasına. Kızıyla evlenmelerine izin versin diye . Kral içme suyu problemi bulunan şehre suyu kim önce getirirse kızı ona vereceğini söyler.Yarışmacılar birbirleriyle çekişerek geceli gündüzlü düşünerek çalışırlar. Bir gün şehir halkı, yakınlarına kadar uzanan ve her gün ilerleyen dev su kanalları görür. Arkasından şehre hayat veren sular akmaya başlar. Arsameia'nın genç prensi bugüne kadar kalan su kanallarıyla şehre suları akıtır. Genç prensesle evlenerek çalışmalarının karşılığını SAMOSATA'dan alır.Romalılar devrinde SEPTİMUS SEVERUS zamanında yaptırılan ve 2 bin yıllık bir geçmişe sahip olan Kalıta çayı üzerindeki (Cendere köprüsününde halk arasında bir öyküsü vardır.Septimus Severus köprünün her ucunda iki adet olmak üzere dört sütun diktirir. Bu sütunlar kendisini, eşi JULİA DONNA, oğulları CARACALLA ve GETA'yı temsil eder. Ancak savaş sırasında Geta öldürülünce sütunlardan.birini yıktırır. Böylece köprünün bir tarafında iki, diğer tarafında bir sütun kalır. Bu nedenle köprüde halen üç sütun bulunmaktadır.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

ÇOK YARARLI OLDU ÖDEVİME BİR ADIYAMAN'LI OLARAK TEŞEKÜRLLER...